Benim Erdal Demirkıran‘ı tanımam tesadüfen bir tv programında röportajını dinlememle oldu. O röportajda görüşlerine hayran kaldığım bazı konulardan behsediyordu. Bir örnek vermem gerekirse;
-Bana soruyorlar Erdal Demirkıran kimdir?
*Erdal Demirkıran, “15 Mart 2030 da saat 10.27 de savaşları durduran adamın adıdır” diyorum.
Kızım 5 yaşındaydı dedim ki kızım hadi savaşları durduralım; dedi ki hadi baba. Yeğenim var 25 yaşında dedim ki hadi savaşları durduralım; dedi ki nasıl? Arkadaşım var 35 yaşında dedim hadi gel savaşları durduralım; dedi ki lan oğlum akıllı bir şey söyle. Benim annem 60 yaşında dedim ki anne hadi savaşları durduralım; dedi ki bırak bu işleri sigortalı bir işe gir çalış.
Şimdi düşünün 5 yaşından 60 yaşına kadar bize bu kadar imkansızlık öğretilmiş. Ben dünyanın en akıllı insanıyım diyorum hadi lan ordan diyorlar. Temelinde halkımıza olan güvensizliğimiz bunun nedeni. Oysa bunu bir japon deseydi, kitaplar çıkarsaydı acaba bu adam ne diyor diye herkes peşinden giderdi .
Ben dünyanın en akıllı insanıyım adlı kitap tahmin edebileceğiniz gibi bir kişisel gelişim kitabıdır. Aslında bu tür kitapları hiç sevmem. Bir kaç denemem oldu ancak karşılaştığım şey hep başka yerlerden alınmış alıntılar ile dolu kitaplardı. Oysa Erdal Demirkıran olaylara farklı bir bakış açısı getirebilmeyi başarmış bir yazar. Ayrıca kitabın içerisinde geçen minik hikayeler de kitaba ayrı bir tat katmış.
Ben dünyanın en akıllı insanıyım, okumaktan zevk alığım ve okumayı bitirdikten sonra Erdal Demirkıran’ın benden sonra dünyanın en akıllı ikinci insanı olduğunu anladığım kitaptır.