Paulo Coelho’nun yazdığı Akra’da Bulunan Elyazması beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. Hayatımda hiç bir kitabı bu kadar sıkılarak okuduğumu hatırlamıyorum. Böyle bir kitabı yarım bırakırdım ama sayfa sayısı çok az olduğu için bitirmek istedim. Kendime itiraf edemedim belki ama galiba içimde bir umut vardı, olur ya belki bir yerden sonra kitap keyif vermeye başlar. Ne yazık ki yavaş yavaş umudum son buldu, kitap bitti.
Düşman onlardan çok daha üstün, ertesi sabah saldırıya geçecekti.
Halkın çoğunluğu, yenileceklerini bildiği halde, şehirde kalmayı seçti.
O akşam, her yaştan kadınlı erkekli bir grup, Kıpti dedikleri Yunanlı’yı dinlemek için meydanda toplandı.
Kıpti, hiçbir dine mensup değildi; sadece bütün duyduklarını, yarına aktarabilmek için aklında tutmuştu.
Kıpti, yalnızca içinde bulunduğu âna ve Moira denen varlığa inanırdı.
Yarından itibaren şu anda ahenk olarak gördüğümüz şey ahenksizliğe dönüşecek. Mutluluğun yerini matem alacak,” dedi Kıpti.
“Şehrimizi talan edebilirler, ama burada öğrendiklerimizi silemezler. İşte bu yüzden ilmimizin surlarımız, evlerimiz ve sokaklarımızla aynı kaderi paylaşmasına izin veremeyiz… Peki ilim derken neyi kastediyorum?
İlimle, gündelik yaşamın karşımıza çıkardığı zorlukların üstesinden gelerek hayatta kalmamızı sağlayan şeyi kastediyorum.
Yarın bize neler olacağını kimse bilemez… Çünkü her günün iyisi ve kötüsü aynı gün içinde olup biter. Öyleyse dışarıdaki askerleri ve içinizdeki korkuyu unutun…
Bizler şimdi, gündelik yaşamımızdan, yüzleşmek zorunda kaldığımız güçlüklerden bahsedeceğiz,” dedi Kıpti.
Ve sevgiyi, kaybı, yenilgiyi, yalnızlığı sordular ona. Korkuyu, sadakati, cinselliği, geleceği ve kaderi; ona kendilerini nasıl bulacaklarını sordular. Hayatın içinden gelen, cevapları binyıllar boyu değişmeden kalan soruları sordular ona.
Düşmanları beklerken, halk bir meydanda toplandı ve sordu.
Ve Kıpti, onlara cevap verdi.
Kim der ki bu kitabın yazarı aynı zamanda Simyacı‘nın da yazarı. Kitabı okuduğumda kitabın adı ile de bir alaka kuramadım. Akra’da Bulunan Elyazması kitabını alacaklar bir kez daha düşünsün bence.
1 Yorum
Başarılı yazar ya da yönetmenler aynı başarıyı her işte yakalayamıyor ne yazık ki…