Çoook uzun zamandır istediğim ama bir türlü fırsat bulamadığım Karadeniz Turu’na sonunda çıktım. Gerçi Sedat kardeşim Samsun’a atanmamış olsa daha çok beklerdim. -Yediklerin senin olsun, gördüklerini anlat- sözüne inat her şeyi anlatacağım.
Bir cuma gecesi İzmir’den, Samsun havalimanına iniş yaptım. Cumartesi sabahın ilk ışıklarıyla birlikte, kiraladığımız araçla karadeniz sahilinden yola koyulduk.
Ordu – Boztepe
Ordu merkezde bir kaç tur attıktan sonra, Ordu manzarasını ayaklarımızın altına seren Boztepe‘ye çıktık. Boztepe’ye çıkmak için aracımızı kullanma eşşekliğini yapmadan Teleferik ile yolculuk yaparak manzaranın tadını çıkardık ve bunun için kendimizle gurur duyduk. 🙂
Ordu’dan bahsederken şunu söylemeden geçemeyeceğim; bence, karadeniz sahil yolu boyunca en güzel ilçe Ordu’nun Fatsa ilçesi.
Giresun – Tirebolu
Giresun’da çokta gezecek bir yer bulamayınca arama motorunda “Giresun’da nerelere gidilir?” gibisinden aramalar yaparak Tirebolu Kalesi sonucuna ulaştık. Yandex Navigasyon ile yol haritamızı belirleyip, gaza bastık.. Tirebolu Kalesi’ne ulaştığımızda; çevresinde bir kaç restoran ve cafe kurulmuş, etrafına kuruması için finduk serilmiş, deniz manzaralı şirin bir kale olduğunu gördük.
Hazır durmuşken şurada denize nazır bir yemek yiyelim bakalım dedik. Sedat’la birlikte iki kıymalı kaşarlı pide sipariş ettik. Daha önce hiç görmediğim, içerisi tere yağı ile dolu farklı bir pide geldi. Lezzeti fena değildi fakat müdavimi de olunmaz.
Trabzon – Sümela Manastırı
Bir çok yer gezdik gördük ama Sümela Manastırı bir başkaydı be abi. Doğa güzelliğinin Tarih ile buluştuğu nefis bir yer. Maçka yollarından manasatıra doğru çıkarken bir çok eşsiz manzara ile karşılaştık. Yolda sık sık durup fotoğraf çekme isteğimizi dizginleyemedik. Sümela Manastırı’na kadar araçla çıkmak mümkün ancak bunun için 9 TL ödemek gerekiyor. Yok arkadaş ben para vermem derseniz de yaklaşık 5 km yürümeniz gerekiyor. Ayrıca manastıra girmek için de maximum veya müze kartınız yok ise 15 TL ödemeniz gerekiyor.
O kadar merdiven çıkıp dağ tepe gezdikten sonra haliyle çok yorulduk. Buradan Uzungöl’e gitmeyi düşünüyorduk ancak Sedat direksiyon başında uyuklayınca komyonun altında kalmaktan kıl payı kurtulduk. Bu nedenle geceyi Trabzon’da bir otelde geçirdik. Kendinizi yorgun hissediyorsanız lütfen direksiyon başına geçmeyiniz. Sosyal mesajımı da verdiğime göre konuyu kapatalım. 🙂
Trabzon – Uzungöl
Yeme, içme ve konaklamanın inanılmaz pahalı olduğu bir yer. Çünkü Uzungöl’ü Araplar işgâl etmiş. Restoranlarda, otellerde panolar Arapça yazılar ile dolup taşıyor. Uzungöl’de geçirdiğim yaklaşık 3 saat süresince sayamadığım kadar çok Arap turistin konaklamaya geldiğini gördüm. Özellikle İran plakalı lüks araçlarla geliyorlar. Neyse Arapları bir tarafa koyacak olursak ormanın içerisinde, doğayla iç içe, mükemmel manzarası olan bir göl. Adı nereden geliyor bilmiyorum ama hiçte uzun değil.
Rize – Ayder Yaylası
Çayelinden öteye gidelum dedik ve ulaştığımız yer Ayder Yaylası oldu. 🙂 Yayla yolunda konakladığımız yerde karadenizli teyzemiz bizi iyi ağırladı. Köy ekmeği ile muhlamamızı yedik, mis gibi çayımızı içtik. Sümela Manastırı’nda olduğu gibi Ayder Yaylası’nda da araçla devam edebilmek için 9 TL bayıldık.
Artvin – Karagöl
Yolları o kadar kötü ki kelimeler kifayetsiz kalır. Artvin’i vuran sel baskınının izleri hâlâ yollarda kendini gösteriyor. Bizim yeteri kadar zamanımız olmadığı için konaklamadık. Fakat siz, bu yolları çekerek Karagöl’e gidecek olursanız mutlaka konaklayın ki buna değsin. Ne kadar doğru bilmiyorum ama Karagöl adının, çam ağaçlarının ortasında kalmasından dolayı üzerinde oluşan ağaç gölgelerinden geldiğini duydum.
Yolunuz Hopa’ya düşerse Kristal Pide adlı restorandan kavurmalı kaşarlı pide yemeden dönmeyin. Birisi dese ki hayatında yediğin en iyi pideyi Artvin’in Hopa ilçesinde yiyeceksin o kişiye küfür ederdim herhalde. Ama ben size diyorum işte hayatınızda ki en iyi pideyi Hopa’da Kristal Pide’de yiyebilirsiniz. 🙂
İşte böyle arkadaşlar sonunda çok istediğim karadeniz turunu yaptım. Darısı gitmeyenlerin başına. Gezdim, gördüm ve çokça eğlendim. Böylesine güzel mekanlardan sonra İzmir’e dönmek içimden hiç gelmedi ama napcan mecbuurr.
4 Yorumlar
Kıskanmamak elde değil
En sıkı blog takipçim bir daha ki tura beraber çıkarız. Kıskanmaaa 🙂
Karadeniz’in en güzel yerleri gezilmiş fakat birde Trabzon/Boztepe yapılmalıydı 🙂 Trabzon’da Boztepe’den aşağı bir semaver içmeden dönülmüş galiba
Evet Trabzon/Boztepe’ye gitmedim. En çok zamanı Trabzon’a ayırmıştım zaten abartıpta diğer şehirlere haksızlık etmek istemedim. 🙂