Yanlışlıkla Keşfettiğim Kafa Dergi!

Okurum, okumayı severim. Fakat sadece kitap okurum. Dergi mi? Hiç işim olmadı, ta ki o güne dek!

Bir hafta sonu sabahıydı. İzmir’de yaşamanın verdiği avantaj ile denize gitme planları yapıldı. Bazı ihtiyaçları gidermek için aceleyle alışverişe çıktım. Önüme geleni sepete atarken okumalık bir şey de olsun istedim. Mavi rengi sevdiğimden sanırım (zaten kim sevmez ki) o ay ki kapağının mavi olması sebebiyle gözüme çarpan ilk dergiyi sepete atmış bulundum. Oysa henüz derginin adını dahi okumamıştım…

Aldığım ürünleri, bip bip sesleri eşliğinde tek tek geçiren kasiyer kız, dergiyi eline aldığında duraksadı. Başını kaldırıp bana baktı. Yoksa yanlış bir şey mi yapmıştım? Sonra tekrar dergiyi incelemeye başladı. Bu esnada bende ilk kez dergiyi inceleme fırsatı yakalamıştım. En azından artık adını biliyordum. Kafa Dergisi! Kasa son kez bipledi ve elimde poşetler ile uzaklaştım.

kafa-4

Kafa Dergisi İncelemem

Uzanmışım kumsala, güneş damlıyor içime. Yanımda bomonti, elimde Kafa… Okuduğum ilk cümle: “Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi.” (Can Yücel)

Sonra yazarlara takıldı gözüm; Ataol Behramoğlu, Sunay Akın, İlber Ortaylı, Can Dündar, Emrah Serbes vs. Bir birinden kaliteli isimler uzayıp gidiyor. Her sayfasını, her satırını, her kelimesini bir an evvel okuma arzum, baş edemeyeceğim bir noktaya ulaştı.  Çevirdiğim her sayfa farklı bir etki bırakırken okuduklarımı düşünmem ve sindirmem için zamana ihtiyaç duyuyordum. O başta bir an evvel okuma, sayfaları parçalama iç güdüm yerini sakinliğe ve huzura bırakmıştı. Her bir kelimenin tadına vararak usul usul okuyordum. O kadar güzel cümleler vardı ki dönüp dönüp tekrar okuduğum oldu. O güzel cümleleri hafızama kazımak istiyordum.

Dergide görseller ve grafikler özenle hazırlanmış. Göz zevkine önem verilmiş. İki sayfa çizgi roman severlere ayrılmış. Okuyucu kafası adlı köşede okurların yazıları yayımlanmış. Kendinize ve kaleminize güveniyorsanız şansınızı denemelisiniz.  Yazı yazmak için illa yazar olmanın gerekmediğini, yazar olmayanların da yazılarını yayımlayarak gösteriyor.

Kafa dergisinin beni bu denli etkilemesinden dolayı bir kaç küçük araştırma yaptım. Şubat 2016 itibariyle Türkiye’nin en çok satan edebiyat dergisi olmuş. Temmuz 2016 itibari ile Bozcaada’da Kafa Kafe adı ile kültür ve edebiyat temalı ilk kafesini açmış. Darısı İzmir’in başına…

kafa-kafe

Bu yazımdan sonra kaçırdığım tüm sayılarını sipariş vereceğim ve gelecek sayılarını asla kaçırmayacağım dergidir Kafa! Dergiyi halen keşfetmemiş olanlara son sözüm; daha ne bekliyorsun? Hemen okumaya başla.

9 Yorumlar

  • kafa dağıtmak için güzel dergilerden birisidir.

  • uzun zamandir bende dergi okumak istiyordum. Fakat hangi dergiyi okumam gerektiğine karar veremiyordum 🙂

  • Yakın takipçin olarak burada görmen çok normal ☺️

  • O değerleri görüşlerini dikkate alarak ilk fırsatta alıp okuyacağım. ☺️

    • Sizi burada görmek ne kadar güzel Özlem hanım 🙂 Dergiyi seveceğine eminim.

  • Keşfine sevindim Muhammet. Bunların muadili olan bir çok dergi var. Mesela: OT gibi… Onlara da bakmanı öneririm. Ya da Bavul var mesela o da iyidir.

    • Kafa’nın eylül sayısını alırken Bavul’u inceleme şansını yakalamıştım. Eksik sayıları tamamladığımda önerin üzerine o dergileride alacağım Çağrı. Teşekkür ederim.

  • Böyle güzel dergilerin var olması ve bundan haberdar edenlerin olması ne kadar sevindirici bir durum. Derginin yazarlarına baktığımız zaman zaten kalite ben buradayım diye bağırıyor.

    • Değerli görüşlerini paylaştığın için teşekkür ederim. Bu yazıları destekleyenlerin olduğunu görmekte çok güzel.

Söz Sizde...

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir